Mahmut Celalettin Bayar

 

Mahmut Celalettin Bayar (16 Mayıs 1883; Umurbey, Gemlik, Bursa - 22 Ağustos 1986, İstanbul), Türk ekonomist, siyasetçi ve eski cumhurbaşkanı. Çağdaş Türkiye'nin siyasi yaşamının çeşitli dönemlerinde önemli roller oynamış olan Bayar, Meclis-i Mebusan üyesi, cumhuriyet döneminde iktisat vekili, Mustafa Kemal Atatürk'ün son başbakanı ve 1950-1960 arasında Türkiye'nin üçüncü ve asker kökenli olmayan ilk cumhurbaşkanı olarak görev yaptı.

1950'lerin başında Celâl Bayar

3. Türkiye cumhurbaşkanı

Görev süresi : 22 Mayıs 1950 - 27 Mayıs 1960 (10 yıl, 5 gün)

Başbakan : Adnan Menderes

Yerine geldiği : İsmet İnönü

Yerine gelen : Cemal Gürsel

3. Türkiye başbakanı

Görev süresi : 1 Kasım 1937 - 25 Ocak 1939 (1 yıl, 85 gün)

Cumhurbaşkanı : Mustafa Kemal Atatürk (1923-1938)

İsmet İnönü (1938-1939)

Yerine geldiği : İsmet İnönü

Yerine gelen : Refik Saydam

Demokrat Parti Genel Başkanı

Görev süresi : 7 Ocak 1946 - 22 Mayıs 1950 (4 yıl, 135 gün)

Yerine geldiği : Makam oluşturuldu

Yerine gelen : Adnan Menderes (Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı) 

Görev süresi : 7 Ocak 1946 - 14 Mayıs 1950

Başbakan : 

Şükrü Saraçoğlu (1942-1946)

Recep Peker (1946-1947)

Hasan Saka (1947-1949)

Şemsettin Günaltay (1949-1950)

Yerine geldiği : Fethi Okyar

Yerine gelen : İsmet İnönü - Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı (vekil)

Görev süresi : 11 Kasım 1938 - 26 Aralık 1938

Yerine geldiği : Mustafa Kemal Atatürk

Yerine gelen : İsmet İnönü

Türkiye İktisat Vekili

Görev süresi : 10 Kasım 1932 - 1 Kasım 1937

Başbakan : İsmet İnönü

Yerine geldiği : Mustafa Şeref Bey (Özkan)

Yerine gelen : Şakir Kesebir

Türkiye Büyük Millet Meclisi

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11. Dönem Milletvekili

Görev süresi : 23 Nisan 1920 - 27 Mayıs 1960

Seçim bölgesi

1920 - Manisa

1923-46 - İzmir

1950-57 - İstanbul

Kişisel bilgiler

Doğum : Mahmud Celâleddin - 16 Mayıs 1883 - Bursa, Osmanlı İmparatorluğu

Ölüm : 22 Ağustos 1986 (103 yaşında) - Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul, Türkiye

Milliyeti : Türk

Partisi : İttihat ve Terakki (1907-1918)

Türkiye Komünist Fırkası (1920-1921)

Cumhuriyet Halk Partisi (1923-1945)

Demokrat Parti (1946-1961)

Evlilikleri : Reşide Bayar (e. 1903; ö. 1962)

Çocukları :

Refi Bayar (1904-1940)[2]

Turgut Bayar (1911-1983)

Nilüfer Gürsoy (1921-2024)

Bitirdiği okul: İpek Meslek Yüksek Okulu, College Francais de l’Assomption

Mesleği : Siyasetçi, Ekonomist

Yaşamı

Gençliği

16 Mayıs 1883 tarihinde Bursa'nın Gemlik ilçesinin Umurbey köyünde doğdu. İlmiye sınıfına mensup bir fıkıh bilgini olan babası Abdullah Fehmi Efendi, 93 Harbi'nden sonra, bugün Bulgaristan sınırları içindeki Plevne şehrinden, Gemlik yakınlarındaki Umurbey köyüne göç etmişti. Bu köydeki rüştiyede müdürlük ve bir ara da Gemlik'te müftülük yapmıştı. Bayar, Abdullah Fehmi Efendi'nin; Behzat ve Asım'dan sonraki üçüncü oğludur.

İlk ve ortaöğrenimini babasının yanında gören Bayar'ın çocukluğu ve ilk gençlik dönemi ailesinin yerleştiği Bursa'da geçti. Gemlik Mahkeme Kalemi ve Reji İdaresinde stajyer memur olarak çalıştı. Bursa'da açılan Ziraat Bankası veznedarlığı sınavını kazandı. Bankada veznedar olarak çalışırken Fransız papazlar yönetimindeki Collège Français de l'Assomption'da Fransızca okuluna devam etti. İpekböcekçiliği eğitimi veren Darüllâlim-i Harir'de (İpek Meslek Okulu) eğitim gördü. 1905 yılında Deutsche Orient Bank'ın imtihanını kazanarak burada kısa zamanda imza sahibi oldu. 1903'te, İnegöl'ün yerlilerinden ve eşrafından Refet Bey'in kızı Reşide Bayar ile evlendi, bu evlilikten Refii (1904-1940),[2] Turgut (1911-1983), Nilüfer Gürsoy (1921-2024) adlarında üç çocuğu olmuştur.

Bu yıllarda özellikle dayısının etkisiyle siyasetle ilgilenmeye başladı. 1907'de İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Bursa'daki gizli kolu olan Küme adlı örgüte girdi. II. Meşrutiyet'in ilanından (1908) sonra İttihat ve Terakki'yi Anadolu'da örgütlendirme politikası çerçevesinde Bursa'da bir şube açıldı. Bu cemiyetin Bursa şubesinin önce rehber muavini, sonra da rehberi oldu. 

31 Mart Olayı (1909) başlayınca Hareket Ordusu'na katılmak üzere Bursalı İttihatçılardan bir gönüllü birliği oluşturdu. Mudanya'ya kadar gittiyse de ayaklanma bastırıldığından İstanbul'a gitmesine gerek kalmadı. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin fırka (parti) konumunu alması üzerine Bursa sorumlu yazmanlığına (kâtib-i mesul) atandı. Ardından aynı görevle 1911'de İzmir'e gönderildi. 

Orada İttihat ve Terakki politikalarının başlıca uygulayıcılarından oldu. Partinin propaganda ve örgütlenme çalışmalarını yürüttü. Halka Doğru cemiyetini kuran ve parti görüşlerini yansıtan yine aynı adlı bir dergi çıkaran Bayar, bu dergide Turgut Alp takma adıyla yazılar yazdı. Millî İktisat politikasının uygulamaya geçirilmesi için çalıştı. 

Yörenin ekonomisine egemen olan gayrimüslim azınlıkların yanı sıra Türk halkının da ekonomik etkinliğinin artırılması çabalarına girişti. Partisinin öncülüğünde İzmir Kız Lisesinin açılmasına önayak oldu (1912). Basmahane'de Şimendifer Meslek Okulunun açılmasına yardım etti. Kooperatifçiliği yaygınlaştırmaya çalıştı. İzmir'de bir millî kütüphane kurdurdu.

Celâl Bayar'ın, spor yapan Altaylı gençleri İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne katmak için gösterdiği çabanın sonucunda 1914 yılının 16 Ocak tarihinde Altay fiilen kuruldu. O dönem Şark İdadisinde faaliyet gösteren Altay'ın kuruluşu için para yardımında da bulunarak Altay'ın güçlenmesini sağladı.

Kurtuluş Savaşı

I. Dünya Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilgisiyle son bulup İttihat ve Terakki iktidardan uzaklaştırılarak bu partinin yöneticilerine karşı soruşturma ve suçlamalar başlayınca savaş suçlusu olarak İzmir Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yargılandı ve aklandı.

Mütareke döneminde İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti ve İzmir Müdâfaa-i Hukuku Osmaniye Cemiyeti'nin kuruluşuna katıldı (1918). İstanbul'da İtilafçı hükûmetler iş başına geçtiğinde adı bir kez daha tutuklanacaklar listesine girince ve İzmir'in işgali tehlikesi belirince, arkadaşı Jandarma Yüzbaşısı Sarı Efe Edip ile birlikte İzmir'den kaçıp dağlara çekilerek Gökçen Efe'ye sığındı. Galip Hoca takma adıyla, zeybek ve köy hocası kılığında köy köy dolaşarak işgale karşı propaganda yaptı. 

İzmir'in işgalinden sonra Söke yöresindeki ulusal direnişçilerle iş birliği yaptı. Direnişçilerin safında Yunan işgaline karşı Aydın'ın geri alınması mücadelesine katıldı. Denizli cephesinde Demirci Mehmet Efe'ye danışman oldu. Balıkesir Kongresi kararıyla Akhisar cephesi alay komutanlığına getirildi.

Köylü kıyafetinde, eşeklerle odun kömürü satın almak için köy köy dolaşan Celâl Bayar, Akhisarlılara önderlik yapabilecek kabiliyette olan kişilerle irtibat kurmuştur. Özellikle kendi bölgelerinde nüfuz sahibi olan Kömürcü köyünden Uşşaki Şeyhi Sadık (Erenbaş) Efendi, Arabacıbozköy'den Kadiri şeyhi İbrahim (Yılmaz) Efendi ve Beyoba köyünden Ziya Bey ile çok sıkı bir diyalog kurmuştur. Hemen hemen Akhisar'ın bütün köylerini dolaşan Celâl Bayar, halkı örgütlemiş ve millî bilincin oluşmasında gereken her şeyi yapmıştır.

1920'de Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na Saruhan Sancağı (Manisa) mebusu seçildi. Mecliste Kuvâ-yi Milliye'yi öven ve Saray'ın Kurtuluş Savaşı konusundaki ilgisizliğini yeren konuşmalar yaptı. İstanbul işgal edilince (16 Mart 1920) gizlice Bursa'ya geçti. 

Ankara'ya geçmeyi planlarken isyancı Anzavur kuvvetleri Bursa'ya doğru harekete geçince, Mustafa Kemal Paşa Celâl Bayar'dan bir süre Bursa'da kalarak buradaki Kuvâ-yi Milliye örgütüyle iş birliği yapmasını istedi. Bu görevi nedeniyle, Ankara'da 23 Nisan 1920'de toplanan TBMM'nin açılış toplantısında hazır bulunamadı.

8 Mayıs 1920'de Ankara'ya geçerek I. dönem TBMM'ye Bursa mebusu olarak katıldı.[9] Mecliste eski İttihatçılarla iş birliği yapmayarak Mustafa Kemal Paşa'nın yakın çevresine girdi. İktisat encümeni raportörlüğü yaptı. 1920'de bir ara iktisat vekilliğine vekâlet etti. Çerkez Ethem ile TBMM arasında arabuluculuk yapmakla görevlendirilen kurula üye seçildi, Ethem ile görüşmeler yaptı. Mustafa Kemal Paşa'nın direktifleriyle Yeşil Ordu Cemiyeti ve resmî Türkiye Komünist Fırkası'nın yöneticileri arasında yer aldı.

1921-1922 yılları arasında iktisat vekili olarak görev yaptı. 1922'de Lozan Konferansı'na gönderilen ilk kurula danışman olarak katıldı. Aynı yıl bir süre hariciye vekilliğine vekâlet etti. 1923 seçimlerinde, Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Grubu adayı olarak 2. TBMM'ye İzmir Milletvekili olarak girdi. Türk Kurtuluş Savaşı'nda göstermiş olduğu üstün hizmetler dolayısıyla Kırmızı-Yeşil şeritli İstiklâl Madalyası ile taltif edildi.

Tek parti dönemi

Cumhuriyet'in ilanından sonra, Mart 1924'te Mübadele, İmar ve İskân vekilliğine atandı. Temmuz 1924'te bu görevden istifa etti. Aynı yıl Mustafa Kemal tarafından yeni bir ulusal banka kurmakla görevlendirildi. 26 Ağustos 1924'te ulusal ekonomi politikasının temel taşlarından olan ve Türkiye'nin ekonomik yaşamında belirleyici bir rol oynayan Türkiye İş Bankası'nı kurdu ve 1932'ye değin genel müdürlüğünü yaptı.

Hükûmetin etkin desteğinden yararlanan İş Bankası hızlı bir gelişme gösterdi. Bayar bu dönemde Mustafa Kemal'in yakın çevresinde bulunmasının sonucu olarak rejimin ekonomi politikasının belirlenmesinde etkili oldu. Aşarın kaldırıldığı, toprak dağıtımına gidildiği, Teşvik-i Sanayi Kanunu'nun çıkarıldığı, demir yolu yapımının hızlandırıldığı ve T.C. Merkez Bankası'nın kurulduğu bu dönemde, ekonomi politikasının temel özelliği, devlet desteğiyle bir tür kapitalizm yaratma kaygısıydı. 1929 Büyük Bunalımı'nın etkileri, "liberal" denen bu politikanın yerini devletçiliğe bırakmasına yol açtı.

1932'de iktisat vekilliğine getirilen ve 1937'ye değin bu görevde kalan Bayar, devletçiliğin de önde gelen uygulayıcılarından oldu. Ama "İş Bankası Çevresi"nin baş temsilcisi olarak, daha katı bir devletçilikten yana olan İsmet Paşa çevresiyle tam olarak anlaşamadı. 

Bayar'ın devletçilik anlayışı, devletçiliği bir sistem olarak değil, ulusal kapitalist bir ekonominin yaratılmasında etkin bir yöntem olarak görmede odaklanıyordu. Bayar'ın iktisat vekilliği döneminin ayırıcı özelliği, devletin ekonomiye düzenleyici müdahalelerinin artmasının yanı sıra, bizzat devlet eliyle sanayileşme girişiminin büyük boyutlara ulaşmasıydı. 

Bu amaçla 1. Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlandı. Sanayileşmenin yürütülmesi ve finansmanıyla görevli Sümerbank, Etibank gibi kuruluşlar oluşturuldu. Birçok alanda devlet tekeli getirildi. Sanayileşmeyi desteklemek amacıyla dış ilişkilerde korumacı bir siyaset izlendi, iç ticaret hadleri tarım aleyhine bozuldu. Birçok alanda millîleştirmeye gidildi.

Haziran 1936'da Celal Bayar millî iktisat anlayışını özetlerken şu sözleri kullandı:

Liberalizmi -dilim dahi dönmüyor, bu kelime bana o kadar yabancı geliyor- yıkaraktan memleketimizde güdümlü bir ekonominin esaslarını kurmak istiyoruz. Bu istihale (değişme) devresinde bizim samiamıza (duyma alışkanlığımıza) işitmemize hoş gelmeyecek birtakım şeyler olacaktır. Fakat bu tecrübe mutlak surette müsbet (olumlu) bir netice verecektir.

İsmet İnönü, bazı konularda Atatürk'le anlaşmazlığa düşerek başbakanlıktan istifa edince, 1 Kasım 1937'de Bayar bu göreve getirildi. Ama yeni hükûmet genel politikada köklü bir dönüşüm gerçekleştiremedi. Hükûmetin bileşiminde de önemli bir değişiklik yapılmadı, ekonomi politikası değiştirilmedi. 

Bayar hükûmeti döneminde devletçi yaklaşımı sürdüren Denizbank Kanunu çıkarıldı, birkaç devletleştirme yapıldıysa da bu alanda önemli bir girişim olmadı. Atatürk'ün ölümünden (10 Kasım 1938) sonra cumhurbaşkanı seçilen İnönü'nün yeniden başbakanlığa atadığı Bayar'ın bu görevi kısa sürdü, Ocak 1939'da istifa ederek başbakanlıktan ayrıldı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ekrem İmamoğlu - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı

Nuri Aslan

Binali Yıldırım